İlginç bir hikaye… “Love And Monsters” Ergenliğin ve aşk kavramının biraz aksiyon, biraz gerilim, biraz komedi ve biraz da heyecan ile harmanlaması. Çorba mı oldu? Love&Monster’a hoş geldiniz!
Dylan O’brien vasıtası ile izlemek zorunda bırakıldığım film hakkında izlenimim: GÜZEL ama berbat. Dylan gibi bir oyuncunun aslında ne kadar esnek oynayabileceğini gördüm bu filmde. Adam ergenliği bile harika yansıtmış ya! Tamam abartıyı bırakırsak, keyifli bir film olsa da aksiyon/aşk yönünden zayıf kalan bir film olmuş benim izlenimime göre. Ne aşkın doruklarına varabildik ne de stres olacak kadar aksiyon/gerilim hissettik. Güzel miydi film? Güzeldi. Ama 7/10’luk bir film. Kimilerine 7/10 yüksek geliyor, bu filme bu mu verilir gibisinden. Benim puan eşiğim yüksek demek ki.
Joel adlı ergenimizin ergenlikten kalan aşkını ve olanları ufak ufak hatırlayarak başlıyoruz hikayeye. Klasik olmasa da beklendik olabilecek ‘’mutasyon’’lu böcek sinek ne varsa bunların dev hallerini görüyoruz işte. İlginç bir yaklaşım ama, daha önce bu tarz bir kıyamet filmine denk gelmemiştim. Belki de film alanımı genişletmem gerekiyordur.
Kendi kolonisini ergenlik aşkı için satan Joel’a bir iyi bir kötü ders oldu. Birincisi: Ergenliğine güvenme.
‘’Sen de biraz olsun kazıklanmış oldun Joel, büyüyünce geçer!’’ diyesim geldi, geldi amaaa… Film karakteri abicim bu muhabbet edemezsin ki?
85 mil gidip bir “love” özür dilerim bir “hiç” uğruna gittiğini anladıktan sonra ufacık fakat devasa bir destan yazan Joel, kalan 3-5 insana da cesaret vermiş oldu. Bayılıyorum böyle sonlara ya, güzel motive ediyor aslında.
Lafı fazla uzatmayayım dostlar, Arkadaşınızla, sevgilinizle veyahut ailenizle izleyebileceğiniz keyifli bir film olmuş. Dylan abimiz yine affetmemiş. Filmde ufak bir ‘’Labirent: Ölümcül Kaçış’’tan Thomas’ı görür gibi olmadım değil bazen. Olur öyle şeyler. :))
